Her ülkede olduğu gibi bizim ülkemizde de tedavi şekli sadece doku ve organ nakli olan hastalıklar önemli sağlık sorunları arasında yer almaktadır. Ülkemizde doku ve organ nakli olmayı bekleyen hasta sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Özellikle kalp ve karaciğer nakli bekleyen hastaların, uygun organ bulunamaması nedeniyle yaşamları kısa süre içerisinde sona ermektedir. Deri, kornea, kemik iliği, kalp kapağı, ince bağırsak, pankreas, akciğer, karaciğer, böbrek ve uterus nakli yapılan organ ve dokular içerisinde yer almaktadır.
18 yaş ve üstünde akli dengesi yerinde olan herkes 2 tanık huzurunda organlarının tamamını ya da bir kısmını bağışlayabilmektedir. Kişiler sağlık müdürlüğü, hastane, organ nakli dernek, vakıf ya da kuruluşlarına, organ nakil merkezlerine başvuru yaparak doku ve organ bağış belgesi alıp bağış yapabilirler. Fakat bağış yapmak için bağış kartı tek başına yeterli değildir. Kişinin ailesinin rızası olmadan organları alınamamaktadır. Bu nedenle kişi, bağış yaptığına dair ailesine de bilgi vermelidir. Ayrıca her ölümden sonra bağış kartı olsa bile organ nakli yapmak mümkün değildir.
Organ nakli; hastane ortamında tıbben ölümü gerçekleşen bireylerden yapılabilir. Tıbben ölümü gerçekleşen bireyin beyin ölümü gerçekleşmiş demektir. Beyin ölümünde; kişinin solunum fonksiyonu dahil bütün beyin fonksiyonları irreversible olarak kaybolmuştur. Bu kişiler solunum cihazına bağlı olarak yaşamlarını sürdürebilmektedirler. Kişinin beyin ölümü gerçekleştikten sonra 72 saat içerisinde organların alınması gereklidir. Organ nakli sürecinde bir diğer önemli nokta da alıcı ve verici olacak insanların arasındaki doku uyumudur. Alıcı ve verici arasındaki doku uyumu bir takım testler yapılarak belirlenir ve en yüksek doku uyumunun olduğu kişiler arasında nakil gerçekleştirilir.
Kişi isterse organ bağışı fikrinden vazgeçebilir. Bunun için bağış kartını yırtması ve ailesine bu kararı bildirmesi yeterlidir.
ÖĞR. GÖR. BÜŞRA ATSAL KILIÇ
DİYALİZ PROGRAM BAŞKANI
