06 Temmuz 2020 Pazartesi
Lipitler sağlığa zararlı mıdır?
İstanbul Gelişim Üniversitesi Öğr. Gör. Ezgi Genç, lipitlerin sağlık için zararlı olup olmadığı ile ilgili açıklamalarda bulundu. Genç, "Sağlığa faydalı özellikleri vardır ancak önemli olan dozudur" dedi.
Öncelikle bize kendinizi tanıtabilir misiniz?
- Aydın Adnan Menderes Üniversitesi, Gıda Mühendisliği Anabilim Dalı’nda yüksek lisans eğitimini tamamladım ve şu an Yıldız Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, Gıda Mühendisliği Anabilim Dalı’nda doktora eğitimine devam etmekteyim. Yüksek lisans ve doktora çalışmalarım yağ bilimi ve teknolojisi üzerinedir. Uzmanlık alanım bitkisel yağlardır diyebiliriz. İstanbul Gelişim Üniversitesi ile yolum doktora eğitiminin başlarında kesişti ve halen bu kurumda Gıda Kalite Kontrolü ve Analizi Programı’nda öğretim görevlisi olarak çalışmalarıma devam etmekteyim.
Peki, uzmanlık alanım lipitler dediniz lipitlerin sağlık için zararlı olduğuna dair bir toplum kanısı var bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?
- Birçok lipit grubu aslında sağlığa faydalı özellik göstermektedir diyebiliriz. Bizler kısa ve orta zincirli yağ asitlerini tüketerek de bazı sağlık yararları elde edebiliriz ancak en önemli biyoaktif lipit grubunun çoklu doymamış yağ asitleri yani PUFA'lar olduğu bilinmektedir. PUFA'lar yaygın olarak bitkisel tohum yağlarında bulunmaktadır. PUFA’lar hücresel hormonların (eikosanoidler) ve insan sağlığını modüle eden diğer sinyal bileşiklerinin biyosentezi için önemli substratlar olarak görev yapmaktadır. PUFA'ların yararlı sağlık etkileri izomer konfigürasyonuna bağlıdır. Cis- izomeri baskın biyoaktif form olarak bilinmektedir. Cis- konfigürasyonundaki yağ asitleri, hücrelere dahil edildiğinde membran akışkanlığını arttıran, sert-doğrusal olmayan bir yapıya sahiptir. Artan membran akışkanlığı, hücreler arası iletişimi arttırmakta ve normal homeostazı korumaya veya metabolik bozuklukların gelişmesini önlemeye yardımcı olmaktadır.
- Yüksek seviyelerde linoleik ve linolenik asitlere sahip bir beslenmenin, doymuş yağ asitleri bakımından zengin bir beslenme şekli ile karşılaştırıldığında, kolesterol düşürücü etkiler gösterdiği de bilinmektedir. Tekli doymamış yağ asitlerinin yerine çoklu doymamışca zengin bir beslenme şekli, kolestrolün aterosklerozun ve kardiyovasküler hastalık riskinin düşmesi demektir. PUFA'ların tüketimi, lipit kaynaklı insülin direncinin azalması, insülin duyarlılığının artması ve leptin seviyelerinin artması ile de ilişkilidir. Plazmada yüksek leptin seviyeleri, iştah azaltıcı etkilere bağlı olarak gıda tüketimini azaltmaktadır.
- Lipit tüketimi deyice yağı alıp bardak bardak içmeyi kast etmiyorum elbette. Örneğin balık tüketiminin yüksek olması, ki bu yüksek PUFA tüketmek demektir, astım riskini ve alerjik duyarlılığı azaltmakta ve bağışıklık tepkisini geliştirmektedir. Ayrıca PUFA'ların anti-hipertansif etkilerinin olduğu ve hipertansiyon hastalarının düşük PUFA seviyelerine sahip olduğu bildirilmiştir. Tabi PUFA’ların biyoaktif özellikleri omega-3 (n-3) ve omega-6 (n-6) yağ asitleri ya da konjuge yağ asitlerinden oluşmalarına göre de değişebilmektedir.
Bize biraz omega yağ asitlerinin biyoaktif özelliklerini açabilir misiniz?
- En basit omega-6 yağ asidi linoleik asit (C18: 2) ve en basit omega-3 yağ asidi linolenik asit (C18: 3) asittir. Her iki yağ asidinin de kardiyovasküler ve inflamatuar hastalıklara karşı koruduğu bilinmektedir ancak linolenik asidinin daha fazla sağlık yararına sahip olduğu bildirilmiştir. Omega-3 ve omega-6 yağ asitleri tüketiminin fayda sağlayabileceği hastalıklar arasında lupus, diyabet, sedef hastalığı, obezite, Crohn hastalığı, eklem romatizması, kistik fibroz, Alzheimer ve multipl skleroz sayılabilmektedir. Oleik asit kadar etkili olmamasına rağmen, yapılan çalışmalarda, omega yağ asitlerinin beyin hastalıklarının patogenezinde potansiyel bir rolü olan PEP enziminin in vitro aktivitesini azalttığı bildirilmiştir. Omega-3 yağ asitlerinin tüketimi aynı zamanda inme ve ani ölüm gibi tehlikeli kardiyovasküler hastalık riskini azaltmaktadır. Aynı zamanda beslenmede omega yağ asitleri tüketmenin karında biriken yağın azalması, adiposit boyutu ve kalp atışının normalleşmesi gibi insan sağlığını iyileştirici etkileri olduğu bilinmektedir.
Peki ya konjuge yağ asitleri?
- Konjuge linoleik asit (CLA), rumen mikroorganizmalarının oluşturduğu linoleik asidin yerel ve geometrik izomerlerinin bir karışımıdır. CLA doğal olarak oluşur ve sığır donyağı ve süt yağı gibi geviş getiren hayvanların yağlarında düşük seviyelerde bulunabilir. CLA ayrıca mısır, kanola, soya, aspir ve ayçiçeği gibi yüksek seviyelerde linoleik asit içeriğine sahip bitkisel yağlardan sentezlenebilir. Gıda ürünlerinde 17 doğal CLA izomeri tespit edilmiştir, ancak c 9, t 11 ve t 10, c 12 izomerleri gıda ürünlerinde bulunan en baskın formlardır. CLA’nın kan damarlarında aterosklerozu baskıladığı bulunmuştur. Buna ek olarak yüksek CLA ile beslenen kadınların meme kanseri riskinin % 60 azaldığı, yetişkinlerde diyabet başlangıcını önlemeye yardımcı olabilecek insülin direncini azalttığı, bağışıklığı ve enfeksiyonlara karşı direnci arttırdığı bilinmektedir.
- Konjuge eikosapentaenoik asit (CEPA), eikosapentaenoik aside (EPA) alkalin uygulaması ile hazırlanabilmektedir. Bir lipit peroksidasyon mekanizması yoluyla tümör hücrelerinin güçlü ve seçici bir şekilde in vitro apoptozunu indüklediği bildirilmiştir. CEPA ayrıca toplam lipit azalması ve yağ dokusunun büyümesini azaltması hakkında umut verici verilerle potansiyel anti-obezite etkileri açısından araştırılmıştır. Ancak obezitenin önlenmesine ilişkin etkili, gerekli dozaj ve CEPA güvenlik düzeylerini doğrulamak için insanlarla daha fazla çalışma yapılması gerekmektedir.
Verdiğiniz bilgiler için teşekkür ediyoruz. Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?
- Paraselsus’un çok sevdiğim bir sözü var "Tüm maddeler zehirdir, ilacı zehirden ayıran dozudur" diye. Lipitler için de aynı şeyi söyleyebiliriz; sağlığa faydalı özellikleri vardır ancak önemli olan dozudur. Ben teşekkür ediyorum. İyi günler diliyorum.