Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu - shmyo@gelisim.edu.tr
Memnuniyet ve Şikayetleriniz için   İGÜMER
 Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu - shmyo@gelisim.edu.tr


 22 Mart Dünya Su Günü

İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ), Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu (SHMYO), Diyaliz Program Başkanı Öğr. Gör. Sevinç Baba, Dünya Su Günü'nü anlattı.


"SU TÜM CANLILARIN BAŞLICA YAŞAM KAYNAĞIDIR"

Su olmadan canlılığın sürdürülemeyeceğini vurgulayan Öğr. Gör. Sevinç Baba, açıklamasına şu şekilde devam etti:

"Canlıların tüm yaşamsal faaliyetlerinde suyun önemi açıkça görülmektedir. İnsan vücudunun üçte ikisi yaklaşık %70’i sudan oluşmaktadır. Vücuttaki su oranı yaşla beraber azalmaktadır.  Fazla miktarda su kaybı canlı vücudu için hayati tehlike oluşturur. Susuz kalma durumunda fiziksel performansta düşüklük, halsizlik, baş ağrısı, bayılma ve bilinç kaybı görülür. Bu duruma müdahale edilmediği takdirde canlı ölümüyle sonuçlanır" dedi.

Alınan besinlerin çözünerek sindirilmesini ve emilmesini sağlayan en önemli maddenin su olduğunu belirten Öğr. Gör. Sevinç Baba,"Su vücut ısısını ayarlamada görevlidir. Özellikle de sıcak havalarda vücutta terlemeyle ısısı dengesi sağlanır. Suyla birlikte vücuttan atıkların atılması gerçekleşir. Hücrelerin ihtiyaç duyduğu maddeleri taşımayı sağlar. Hücrelerin yaşamsal faaliyetlerini sürdürebilmesi için madde çözülmesine yardımcı olur. Vücutta kan dolaşımını ve metabolizmanın düzenli bir şekilde çalışmasını sağlar. Aynı zamanda suyun cildin sağlıklı ve esnek olmasına da katkısı vardır" ifadelerini kullandı.

SU CANLILAR İÇİN VAZGEÇİLMEZ

"Canlılar için vazgeçilmez bir madde olan suyun önemine sıklıkla değinilmektedir. 1993 yılında Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda ilan edilmesiyle 22 Mart Dünya Su Günü olarak kutlanmaktadır. İçilebilir su kaynakları ve çağımızın öncelikli su sorunlarına dikkat çekilmektedir."

İklim dengelemeli ve suyu gereksiz kullanmaların engelleneceği teknolojileri geliştirmek üzere planlanmalar yapılması gerektiğini ifade eden Öğr. Gör. Sevinç Baba, "Yatırım planlamaları uzun vadeli çevresel, sosyal ve ekonomik etkileri göz önünde bulundurarak oluşturulmalıdır. Kuraklıkla baş edebilmek için, suyu bilinçli ve tasarruf yaparak kullanmalı, endüstri ve tarımda da verimli kullanmalı, arıtarak geri dönüştürmeliyiz. Fosil yakıt bağımlılığını azaltarak; hem iklim değişikliğinin önüne geçebilir hem de çevresel baskıyı azaltarak su kaynaklarının korunmasına katkı sağlamalıyız. Yağmur suyu toplama sistemleri geliştirilmeli ve bunları kullanılabilir hale getirmeliyiz. Endüstride su tüketimi en aza indirmeli, gereksiz kullanımların önüne geçilmelidir.  Su kaynaklarının doğru kullanımıyla iklim değişikliğinin neden olduğu kuraklık da önlenebilmektedir" şeklinde konuştu.




Haberler

Tüm Haberler