İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ), Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu (SHMYO), Radyoterapi Program Başkanı Öğr. Gör. Selim Öğüt, Kanser Haftasıyla ilgili konuştu.
Öğr. Gör. Selim Öğüt açıklamasına şu şekilde devam etti: "Kanser, DNA hasarına bağlı olarak hücrelerin kontrolsüz biçimde bölünüp çoğalması sonucu oluşan kötü huylu (Malign) tümörler için adlandırılan genel bir terminolojidir. Ülkemizde ve dünyada; erkeklerde en sık prostat, kadınlarda da meme kanseri görülmekte, bunları akciğer ve kalın bağırsak (kolorektal) kanserleri takip etmektedir" dedi.
Çağımızın en önemli sağlık sorunlarından birinin kanser olduğunu dile getiren Öğr. Gör. Selim Öğüt, "Dünya Sağlık Örgütünün (WHO) tahminine göre dünyada her yıl 12.7 milyon yeni vaka ile 2030 yılına kadar 13,1 milyon kansere bağlı ölüm gerçekleşeceği düşünülmektedir. İstatistiklere göre önümüzdeki yıllarda , her üç kadından birinin ve her iki erkekten birinin yaşam süreçleri içinde kanser ile karşılaşmaları beklenmektedir. Türkiye’de yıllık kanser vaka sayısı 159 bin civarındadır. Bunların 97 bini erkek,62 bini kadındır. Yaklaşık olarak günde 450 kişiye kanser teşhisi konmaktadır" ifadelerini kullandı.
Kanserlerin büyük çoğunluğunın çevresel faktörlerden kaynaklandığını vurgulayan Öğr. Gör. Selim Öğüt, kronik enfeksiyonlar, sigara kullanımı, alkol kullanımı, obezite, çevre kirliliği, güneş kaynaklı ultroviyole ve x ışınları ve kimyasal kanserojenler en önemli etiyolojik etkenlerini belirterek "Hormonal, yaş ve genetik faktörler de bugün birçok kanser tipinin oluşmasında önemli rol oynamaktadır. Kanser sayısının artmasının nedenlerinden biri, yaşlı nüfusun artmasıdır" dedi.
Öğr. Gör. Selim Öğüt, "Günümüzde, tanı ve tedavi süreçlerindeki teknolojik gelişmeler ve erken tanı imkanları, kanserin erken evrede tanısının konması ve tedavisinin yapılarak kontrol edilebilir hale gelmesine olanak tanımıştır. Amaç, kanserin kontrol edilebilir ve kronik bir hastalık haline getirilerek yaşam süresi ve konforunu etkilememesidir. Tanı yöntemlerinin gelişmesi ve bazı kanser tiplerinde tarama yapılabilmesi erken evrede tanıya götürmekte olup, multidisipliner tedavi yöntemleri; cerrahi, kemoterapi, radyoterapi, hormonoterapi, immunoterapi ve hedefe yönelik tedaviler de hastalığın kontrol altına alınmasını sağlamaktadır" dedi.
Gelecekte, kanserin oluşum mekanizmalarının tamamen anlaşılması için genetik ve tümör biyolojisini anlamaya yönelik çalışmaların devam ettiğini belirten Öğr. Gör. Selim Öğüt, "Ülkelerin giderek artan kanser olgularının bütçe yükleri için iş birliği yapması, kanserden korunma için küresel anlamda sigara, alkol ve obezite ile savaş etkin savaş politikaların uygulanması ve bireysel farkındalığın arttırılarak risk grupları için taramaların yapılması öncelikli stratejiler olarak görülmektedir" açıklamasında bulundu.