Dr. Öğr. Üyesi Arzu Özgen, prionların, protein yapıda, virüslerden daha küçük, DNA ya da RNA yani nükleik asit içermeyen enfeksiyöz parçacıklar olduğunu; prionların ölümcül nörodejeneratif hastalıklara yol açabildiğini ve insanlarda görülen Kuru olarak adlandırılan hastalık ve sığırlarda görülen Bovin spongiyöz ensefalopatinin bunlara bir örnek olduğunu ifade etti. Ayrıca bu hastalıkların et, sinir dokusu ve iç organların tüketilmesiyle bulaştığının gösterildiğini; Kuru’nun, Papua Yeni Gine’de görülen, yamyamlık ile insandan insana bulaşan prion bir hastalık olduğunu belirtti.
Dr. Öğr. Üyesi Arzu Özgen prionlar ile ilgili açıklayıcı bilgiler vermeye devam etti:
“BSE ise, ilk kez Birleşik Krallık’ta görülen, sığır sinir dokusunun diğer sığırları beslemek için kullanılması ile ortaya çıkan diğer bir prion hastalığıdır. Kuru ve BSE’li hastalar, motor hareketlerin kontrol kaybı ve davranış bozuklukları gibi semptomlar gösterir. İlk başlarda, BSE’nin sadece sığırları etkilediği düşünülmüşse de daha sonrasında benzer bir ensefalopati tablosu olan varyant Creutzfeldt-Jakob hastalığının BSE’li hayvanların etlerini yemekle insanlara bulaşabileceği görülmüştür. BSE halen bazı bölgelerde görülebilmektedir. Nadir bir hastalık olan Creutzfeldt-Jakob hastalığını tedavi etmek zordur.”
“Bu hastalıkların nedeni, normal yapısal proteinlerden olan PrP (prion protein)’in enfeksiyöz hale gelmiş varyantıdır. Bu varyantta prion parçacığı bulunur. PrP iki formda bulunmaktadır; normal olan PrP
c ve enfeksiyöz olan PrP
sc. PrP
sc bir kez vücuda girdiğinde, normal olan PrP
c formuna da bağlanıp onu da anormal olan PrP
sc formuna dönüştürür. Bu durum PrP
sc’nin büyük miktarlarda birikimine yol açar. PrP
sc anormal şekilde katlanmış bir yapıdır ve bu yapı, beyindeki süngerimsi lezyonlara yol açar.
Özetle, prionlar enfeksiyöz olan ve hastalıklara yol açan, ancak DNA ya da RNA içermeyen parçacıklardır.”
Kaynakça:
https://courses.lumenlearning.com/suny-wmopen-biology2/chapter/prions-and-viroids/