Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu - shmyo@gelisim.edu.tr
Memnuniyet ve Şikayetleriniz için   İGÜMER
 Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu - shmyo@gelisim.edu.tr

Patoloji Laboratuvar Teknikleri








 Kolon Kanseri Üzerinde Beslenme Alışkanlıkları ve Yaşam Tarzı Etkili Midir?


İstanbul Gelişim Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu öğretim elemanlarından Dr. Öğr. Üyesi Arzu Kaya Koçdoğan kolon kanseri hakkında açıklamalarda bulundu. Koçdoğan, "Kanser dediğimiz kavram her geçen gün daha fazla kişiyi etkisi altına alan bir olgu olmaya devam etmektedir. Son zamanlarda kolon kanseri de ülkemiz de çok sık görülen kanser türlerinden biri olmuştur" dedi.


Genellikle yanlış beslenme alışkanlıklarına ek olarak alkol ve sigara kullanımı da en büyük etkenler arasındadır. Bu etkenler sadece kolon kanseri için değil tüm kanser türleri için ortaktır. Kanser multifaktöriyel gen hastalıklarından olup hem çevresel faktörler hem de genetik faktörlerinin oldukça önemli olduğu bir hastalıktır. Beslenme çok boyutlu bir değişkendir. Beslenme ve yaşam tarzı bize kolon kanseri gelişme riskini azaltma yolları sunabilir. 

Kolon kanseri, rektum (kalın bağırsağın makata yakın olan bölümü) kanserleri, kansere bağlı ölüm nedenleri arasında 3. sırada yer almaktadır. Kolon ve rektum kanserlerinde en yaygın görülen sebepleri arasında, dışkı alışkanlığında ve çapında farklılaşmalar, kansızlık, gizli rektal kanama (kanın sade ya da dışkıyla karışık olarak gelmesi) ve isteksizce kilo kaybı sıralanmaktadır. Aslında önemli olan hem bu sebeplerin hem de vücuttaki serbest radikallerin uzaklaştırılmasıdır. Peki, serbest radikal nedir ya da neden önemlidir? Serbest radikal dış yörüngesinde bir ve ya daha fazla eşlenmemiş elektron bulunduran atom veya moleküllerdir. Bu eksik elektronlarını etrafındaki sağlıklı hücrelerden tamamlamaya çalışır ve sebeple hücrelere zarar vermeye başlar. Serbest radikallerin hızla vücuttan uzaklaştırılması gerekir ki bununda en kolay yolu su tüketimi olmakla beraber, suyun kanseri de önleyici etkiye sahip olduğu bilinmektedir. Kolon kanseri üzerinde yapılan çalışmalarda az posalı tüketilen toplumlarda kolon kanseri görülme sıklığının arttığı bildirilmiştir.

Mevcut veriler, Batı tarzı bir diyet tüketmenin, yani et, rafine tahıllar ve şeker oranı yüksek ve sebze ve lif bakımından düşük diyet tüketmenin kolon kanseri riskine katkıda bulunabileceğini göstermektedir. Ayrıca, yüksek seviyelerde kalsiyum ve folat tüketiminin ise kolon kanseri riskinde bir azalmayı destekler nitelikte olduğunu göstermektedir. Enerji dengesi ve uygun vücut ağırlığının korunması, kolon kanseri riskinin azalmasıyla ilişkilendirilmiştir. Enerji dengesi denkleminin önemli bir kısmı fiziksel aktivitedir. Yüksek fiziksel aktivite seviyeleri, sürekli olarak kolon kanseri riskinin azalmasıyla ilişkili olarak tanımlanmıştır. Bunlara ek olarak kalsiyum içeren besinlerin ise kolon kanseri üzerinde koruyucu bir etkiye sahip olduğu bilinmektedir. Çünkü kalsiyum minarelinin kolonda bulunan yağ asitleri ve safrayı bağlamaktadır. Günlük kalsiyum ihtiyacını karşılamak önemlidir ki bu yaşlara göre farklılık gösterse de 1000-1200 mg arasındadır. Yine D vitamini eksikliğinin giderilmesi, sigara ve alkol tüketimin azaltılması hatta bırakılması kolon kanseri üzerinde önemli etkileri bulunmaktadır. Bu önlemler alınmasına rağmen dışkı çapında farklılaşmalar, kansızlık, gizli rektal kanama (kanın sade ya da dışkıyla karışık olarak gelmesi) ve isteksizce kilo kaybı olması durumunda iç hastalıkları uzmanı, genel cerrahi ve ya gastroenteroloji uzmanına başvurulması gerekmektedir. İlgili uzmanları başvurulmasıyla birlikte gerekli görülen durumlarda kolonoskopi yapılmalı ve kanserin ilk belirtileri olan polipler varsa çıkarılmalıdır. Eğer tektiklerle birlikte kanser teşhisi alındıysa zaman kaybetmeden başvurulan cerrahla birlikte onkoloji ve radyosyon onkoloji uzmanına başvurulmalıdır.

 
Dr. Öğr. Üyesi
Arzu Kaya Koçdoğan