“Klonlama” denince hemen herkesin aklına koyun “Dolly” geliyor. Yani bu kelimenin yaptığı ilk çağrışım, bir canlının birebir benzer ikizinin elde edilebilmesi. Bu tür klonlamaya “üreme amaçlı klonlama” adı veriliyor. Hemen birçok kişinin aklına “Ölümsüzlüğe çare mi bulunuyor?” sorusu geliyor. Tabii ki hayır! Bir canlının, örneğin bir insanın biyolojik olarak aynı kopyası, o kopyanın “aynı kişi” olduğu anlamına gelmiyor. Çünkü bireye kişilik özelliklerinin hepsi kalıtımsal olarak geçmiyor. Kişilik özelliklerinin gelişmesi; yetiştiği çevre, yetiştirilme tarzı, psikolojik gelişimi gibi etkenler ile ilgili ve bunlar kendisini tamamen farklı biri yapıyor. Klonlamanın bu yönünün neredeyse bir faydası yok denebilir. Adeta canlı mumdan heykeller gibi! Ancak üreme amaçlı klonlama sadece bir bireyin ikizini yaratmaya yaramıyor. Üreme yeteneği olmayan kişileri çocuk sahibi yapmaya da yarıyor.
Klonlamanın asıl önemli olan şekli “terapötik klonlama” yani “tedavi edici klonlama” adı verilen biçimi. Bu klonlama şeklinde, o kişiye ait organlar tek tek elde edilebiliyor. Elde edilen bu organların o kişiye nakli durumunda “organ reddi” gibi bir durum söz konusu olmuyor tabii. Karaciğer yetmezliğindeki bir hastaya yeni bir karaciğer, böbrek yetmezliği olan bir hastaya yeni bir böbrek oluşturmak ve onu hayata bağlamak mümkün. Buraya kadarı çok heyecan verici ve insana “hadi bir an önce yapılsın” dedirtiyor adeta. Bir düşünsenize organ transplantasyonunda çığır açılıyor ve sıra bekleme, uygun donör bulma gibi sorunlar ortadan kalkıyor.
Tedavi amaçlı klonlamada; bu amaçla elde edilen embriyolardan “kök hücreler” elde edilmekte ve bu hücreler ile sağlıklı organlar ve dokuların üretimi gerçekleştirilmektedir. Böylelikle yeni üretilen doku ve organlar, bireyin hasta organ ve dokularının onarımında veya değiştirilmesinde kullanılmaktadır. Ancak bu esnada önemli bir etik sorunla karşı karşıya gelinmektedir. Şöyle ki; bu amaçla yapılan klonlamada, embriyolar öldürülmektedir. Bir bireyin bozulmuş olan sağlığını iyileştirmek için yine bir birey modeli sayılabilecek olan embriyoların öldürülmesi etik bulunmamaktadır. Hatta bu işin ticarete dökülebileceğinden, insan onuru ile bağdaşmayacak durumların ortaya çıkacağından endişe edilmektedir. Çok yararlı sonuçları olacak bir uygulama ile etik değerler arasında kalınmış ve çözüm üretilmesi için çabalanmaktadır. Etik sorunlar olunca konu ile ilgili hukuksal düzenlemeler de kısıtlanmakta veya yasaklayıcı tedbirlere dönüşmektedir. Klonlama konusunda, bilimsel ve teknik araştırmalar ile birlikte, belki de yıllarca etik ve hukuksal tartışmaların da süreceği kesin gibidir.
Karikatür kaynak:
https://www.stemcellresearch.org/wp-content/uploads/2012/10/Prentice-MD-handouts.pdf