Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu - shmyo@gelisim.edu.tr

Tıbbi Görüntüleme Teknikleri








 UV Işınlarının Covid-19 ile Mücadelede Etkinliği


İstanbul Gelişim Üniversitesi Tıbbi Görüntüleme Teknikleri Programı Başkanı Dr. Erdi Bilgiç, son zamanlarda dünya gündemini oluşturan Covid-19 döneminde güneş ışınlarının önemi hakkında bilgilendirmelerde bulundu.


Mevsimsel olarak güneş ışınlarına maruziyetin azaldığı bu mevsimde güneşlenme ihtiyacının artığına vurgu yapan Bilgiç; Covid 19 pandemisi ile mücadelede güneş ışınlarının önemli bir ihtiyaç olduğunu belirtti. Güneş ışınları ile alınan D vitaminin covid 19 mücadelesinde önemli bir ihtiyaç olduğunu ve D vitaminin büyük oranda güneş ışınlarından karşılandığını söyledi.

Ayrıca güneş ışınlarının içerdiği morötesi (UV) ışınların bu dönemde değerli olduğunun altını çizen Bilgiç, açıklamalarına şu şekilde devam etti:

"UV ışınları elektromanyetik spektrumun 100 ve 400 nm dalga boyu aralığında yer alan elektromanyetik bir ışındır. Bu ışınlar elektromanyetik spektrumda X ışınlarının hemen yanında yer alır. Bilindiği üzere x ışınları iyonizan etkiye sahip canlı organizmalar üzerinde toksisite oluşturma özelliği ile bilinir. Özellikle x ışınlarının antimikrobiyal etkileri 20. Yüzyılın başlarında yoğun şekilde çalışılmıştır [1]. Basitçe demek istediğim şudur ki; UV ışınları X ışınları kadar olmasa da mikroorganizmalara zarar verebilen etkilere sahiptir ve bu etki bilinenden daha fazladır. Bu durum covid 19’a karşı kullanılabilir"

Son günlerde kovid-19 a karşı UV ışınlarının antimikrobiyal etkilerini konu alan birçok çalışma yapılmaktadır. Bu çalışmaların ortak yönü UV ışınlarının etkin antimikrobiyal özellikleri olduğu yönündedir. Örneğin Farrokhian ve çalışma arkadaşlarının 2020 yılında yaptıkları bir çalışmada biyogüvenlik kabinlerinde morötesi (UV) radyasyon kullanılarak kişisel koruyucu ekipmanların dekontamine edilebileceği bir prosedürü ana hatlarıyla açıklamışlar ve UV-C ışınlarına maruz bıraktıkları insan koronavirüs NL63'ün, 61 cm'de (232 μW cm-2 ) 15 dakika UV-C maruziyetinden sonra N95 maske malzemesi üzerinde tamamen inaktivasyonunu göstermişlerdir. Benzer çalışmalarında varlığından bahseden Dr. Erdi Bilgiç sözlerine şu şekilde devam ederek önerilerini sıraladı. Ne güzel söylemiş atalarımız 'güneş girmeyen eve doktor girer'.

"Bizler atalarımızın yol göstericiliğinde bilimin ışığında hareket etmeliyiz. Uzun vadede pandemi ile mücade eden ülkemizde şehir planlamalarımızı güneşin yönüne göre ayarlamalı ve güneşten yararlanmayı azaltacak yüksek ve sık yapılaşmaya gitmemeliyiz.
Özellikle pandemi döneminde sokakların kimyasal dezenfektanlarla temizlendiğine şahit olduk. Bütün sokakların bu şekilde ve sürekli olarak temizlenme imkanı yoktur. Dahası kimyasalların bu denli kullanımı çevre açısından oldukça zararlıdır. Oysa ki güneş bu işlemleri kendiliğinden çevreyle uyumlu ve sürekli olarak yapmaktadır"

"Metropollerin güneşlenme oranı arttırılmalı ve birim alandaki insan popülasyonu sosyal mesafeye uyumlu olarak şekillendirilmedir. İnsanlar metropollerde güneş gören geniş kaldırımlarda birbirine mesafeli olarak rahatça yürüyebilmelidir. Kısa vade de ise evlerimizin güneşlenme oranını arttırmalıyız. Özellikle günün belirli saatlerinde pencereleri açarak odaların belirli süre güneşlendirilmesinde fayda vardır. Pencerelerin açık olmasından kasıt; kapalı pencerenin cam materyalinin UV ışınlarını absorbe etmesi nedeniyle güneş enerjisinin etkinliğinin azalmasına sebep olmasıdır. Bunların dışında günlük olarak covid 19 taşıma ihtimali olan her şeyi bir miktar güneşte muhafaza ettikten sonra temasta bulunalım. Hatta imkânlar dâhilinde ise dalga boyu 280 nm’den küçük UV LED’ler ile aydınlatılmış dolaplarda bir süre bekleterek kullanalım. Dışarıdan eve gelen mutfak gereçleri ve üzerimizdeki elbiseler gibi malzemeler UV dolaplarında en az 1 gün bekletildikten sonra içeri alınmasında büyük fayda olacaktır" şeklinde sözlerini tamamladı.