19 Mart 2021 Cuma
Türkiye’ de Sağlık Hizmetlerinin Sunumunda Triple Helix Modeli'nin Günden Güne Artan Önemi
Literatürde üniversite-sanayi-devlet iş birliği olarak tanımlanan triple helix modeli, yaşadığımız dijital çağda ülkelerin ekonomik kalkınma aracı olarak görülmesinin yanında küresel rekabet piyasasında da söz sahibi olabilmesi için olmazsa olmaz şartları arasında yer almalıdır.
Gelişmekte olan bir ülke olarak Türkiye, ‘herkes için sağlık’ anlayışıyla sağlık hizmetlerinin geliştirilmesine yönelik ‘Sağlık Hizmetlerinin Sosyalleştirilmesi’ ve beraberinde ‘Sağlıkta Dönüşüm Programları’ çatısında oluşturduğu plan ve programlarının hedef kitlesiyle Triple Helix Modelini de kaçınılmaz kılmıştır. Sağlık hizmetlerinin daha kaliteli bir şekilde yürütülmesi açısından hastanelerde istihdam edilecek işgücü ihtiyacı düşünüldüğünde üniversiteler, hem bu ihtiyaca yönelik nitelikli, alanında uzmanlaşmış personeli temin etmek hem de bilimsel araştırmaların yapıldığı en önemli yerler olarak görülmektir. Toplum sağlığına yönelik yapılacak her türlü koruyucu, önleyici ve hatta geliştirici bilimsel araştırmalar devlet desteğiyle medikal ürün ve ilaç şirketlerinde seri üretimlerinin sağlanması bireylerin yaşam kalitesini yükselterek ülkemizi refah bir toplum seviyesine ulaştıracaktır.
Geçtiğimiz yılın Mart ayında ülkemizde görülmeye başlayan küresel sorun Covid-19 pandemisi ile mücadelede sağlığın önleyici ve tedavi edici boyutunu oluşturan aşı çalışmalarında üniversite-sanayi-devlet iş birliğinin önemini daha da iyi anladık. Bu işbirliği ile Covid-19 hastalığının bulaş riskini azaltmak ve toplumsal bağışıklık kazandırabilmek için yapılan ve yapılacak yerli ilaç ve aşı çalışmalarının gerekli faz aşamaları tamamlandığında yerli üretim gerçekleşecektir. Dolayısıyla bu sayede bireylerin ilaç ve aşıya ulaşılabilirliği daha kolay hale gelecektir. Bugün ve gelecekte güçlü bir sağlık sistemi için üniversitelerde yapılan ar-ge çalışmaları daha da desteklenmeli ve yerli üretim için teşvik edilmelidir.
Öğr. Gör. Işıl Çekçi
