Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu - shmyo@gelisim.edu.tr

Saç Bakımı ve Güzellik Hizmetleri








 Güneşten Korunma ve Güneş Kremleri


Pandemi koşulları nedeniyle uzun bir süredir evlere kapandık. Artık havaların düzelmesi ve normalleşme adımlarıyla birlikte yavaş yavaş açık alanlara çıkabiliyoruz. Yediden yetmişe hepimiz maske, mesafe ve hijyen önlemlerimizi alarak hayalini kurduğumuz güneşli günleri kontrollü bir şekilde yaşayabilmeyi umuyoruz.


 Ancak bu özlemle birlikte güneş altında vakit geçirirken insan sağlığına yönelik tek tehlikenin bu salgın hastalık olmadığı unutulmamalı ve güneşin zararlı etkilerine karşı da önlem alınması gerekmektedir.

Güneş ışınlarının insan sağlığı üzerinde kanıtlanmış birçok faydası vardır. Örneğin D vitaminini cildimiz aracılığıyla sentezleyebilme özelliği, insan psikolojisine olumlu etkileri, bazı cilt rahatsızlıklarını iyileştirici etkisi bilimsel kaynaklarca kanıtlanmıştır. Ancak bu ışınlara bilinçsizce maruz kalınması ciddi ve hatta uzun vadede ölümcül sonuçlar doğurabilir. Güneşin zararlı etkilerinden korunmak için ilk akla gelen güneş kremleridir. Bu konudaki eksik veya hatalı bilgiler de riskleri artırır.
 

Güneş ışığı

 
Güneş kremleri ile ilgili bilgilere geçmeden önce birkaç temel konu hakkında bilgi vermek uygun olacaktır. Öncelikle güneşten yayılan ve özellikle dünyamıza ulaşabilen ışınlar hakkında biraz bilgi sahibi olmak gerekir. Görünür radyasyona ek olarak güneş, 400–770 nm dalga boyunda kızılötesi ışınlar, X ışınları, gama ve kozmik ışınlar yayar. Bu ışınların bir kısmı yeryüzüne ulaşmadan önce filtrelenir. UVA (320-400 nm) ve UVB (290-320 nm) ultraviyole ışınları dünyaya ulaşabilen ve çeşitli yıkıcı etkilere sahip ışınlardır.

Bronzlaşmanın ana nedeni olan ve cilt tabakasının üst kısımları tarafından emilen UVB ışınları uzun vadede cilt kanserine neden olabilir. UVA ışınları da aşırı maruz kalınması durumunda ciltte bronzlaşmaya, cilt tabakasının alt kısımlarına nüfuz ederek cilt yaşlanmasına ve kırışıklıklara neden olabilir.

UVB ışınlarına göre daha az kanserojen olmasına rağmen fazla maruz kalındığında kansere neden olabileceği bilinmektedir. Güneş ışınları arasında en zararlısı olan UVC (200-290 nm) ışınları yeryüzüne ulaşmadan stratosferde soğurulur. UV ışınlarının filtrelenmesi ozon tabakasında gerçekleşir. Ancak küresel iklim değişikliklerinin ozon tabakası üzerindeki olumsuz etkileri zaman geçtikçe UV ışınlarını daha tehlikeli hale getirmektedir.

Bronzlaşmak Aslında Nedir?


Yaz mevsimi geldiğinde özellikle gençler estetik kaygılar nedeniyle güneşin zararlarını göz ardı ederek güneş altında uzun süre vakit geçirebilirler. Cildimize rengini veren pigment hücrelerinin melanin salgılaması, cildin koruma mekanizmalarından biridir. Güneş ışınları gibi tehdit edici bir etki geldiğinde artan melanin ciltte renk atmasına neden olur. Bronzlaşmanın aslında cildin güneşin zararlı ışınlarından korunma savaşı olduğunu bilmek gerekir. Bronzluk özellikle gençler tarafından bir güzellik unsuru olarak görülse de uzun vadede lekelere, cilt yaşlanmasına veya kırışıklıklara neden olarak estetik görünümümüze zarar vereceği iyi anlaşılmalıdır.
 
Bazı diyetisyenler havuç, kayısı, kabak, şeftali gibi karoten, A vitamini, E vitamini ve C vitamini yönünden zengin besinlerin tüketilmesini önermektedir. Bu besinler, bronzlaşmayı hızlandırdıkları için güneş altında geçirilen sürenin kısalmasına yardımcı olmasının yanı sıra kansere karşı koruyucu oldukları biliniyor.


güneş kremi

Bilinçli Güneşe Maruz Kalma ve Güneş Kremleri

 
Özellikle güneş ışınlarının etkili olduğu 10:00 – 16:00 saatleri arasında güneşten kaçınmak, doğrudan güneş ışınlarına maruz kaldığımız süreyi yaklaşık 15 dakika ile sınırlamak, gerekirse koruyucu kıyafet giymek, şemsiye altında durmak ve çoğu önemli olan bilinçli güneş teması için güneşe maruz kalacağımız zamanlarda güneş koruyucu uygulamaktır. son derece önemlidir. Ayrıca hem yazın hem de kışın günlük güneş kremi kullanımını alışkanlık haline getirmek gerekiyor.

İnsanlar kapalı mekanlarda vakit geçirecek olsalar bile UVA ışınlarının bir kısmının pencerelerden geçebileceğini unutmamalı ve her gün güneş kremi sürmelidir. Sanılanın aksine kadınların kullandığı güneş koruma faktörlü fondöten, pudra veya nemlendirici tek başına yeterli değildir. Ayrıca uygun bir güneş koruyucu ürün kullanılmalıdır. 15 dakikadan fazla güneş altında kalacaksanız yüz hariç tüm vücuda güneş kremi sürülmelidir. Örneğin; Pamuklu normal kalınlıkta bir bluzun SPF koruma gücü yaklaşık 5'tir. Bu, uzun süre güneşe maruz kalındığında yeterli olmayacaktır.

Güneş Koruma Faktörü (SPF) nedir? Kaç Adet Olmalı?

 
SPF, İngilizce "Sun Protection Factor" kelimelerinin baş harflerinden oluşur ve Türkçe'de "Sun Protection Factor" olarak ifade edilir. SPF oranı, cildimiz yanmaya başlamadan önce uyguladığımız güneş kreminin bizi güneş ışınlarından ne kadar koruduğunu gösterir. Hangi SPF oranının kaç dakika koruma için olduğunu hesaplamak için internette çeşitli formüller veriliyor. Teorik olarak bazı hesaplamalar yapılabilse de sonuç yanıltıcı olabilir. Gün içinde birçok faktör bu süreyi etkileyebileceğinden koruyucunun iki saatte bir tekrarlanması önemlidir.

Tam koruma için yaz kış günlük olarak en az 15 güneş koruma faktörü (SPF) kullanılmalıdır. Çok açık tenli kişiler için güneş koruma faktörü en az 30 olan ürünlerin kullanılması tavsiye edilir. Güneş altında uzun süre kalmayı planlıyorsak veya normalden daha uzun süre güneş altında bir aktivite ile meşgul olacaksak kullanacağımız ürün en az 45-60 güneş koruma faktörü içermelidir. Cilt su ile temas ettikten sonra yenilenmeli, temassız ise iki saatte bir düzenli olarak tekrar uygulanmalıdır. Güneş kreminin cilde tam olarak nüfuz etmesi için güneşe çıkmadan en az yarım saat önce uygulanması da önemlidir. Son olarak güneş kremi markası seçerken geniş spektrumlu ürünler tercih edilmelidir.

Geniş Spektrumlu Koruyucu Kullanmanın Önemi

 
19 Şubat 2019'da Amerikan Gıda ve İlaç İdaresi (FDA), güneş kremlerinin maksimum güvenlik ve etkinliğe sahip olması için gereken özelliklere ilişkin bir yönetmelik çıkardı. FDA, güneşten koruyucuların "geniş spektrumlu" olması gerektiğini belirtir. Geniş spektrumlu güneş kremleri, cildimizi güneşten korurken zararlı UV ışınlarını absorbe eden kimyasallar ve/veya güneş ışınlarını deri altı dokulara ulaşmayacak şekilde yansıtan fiziksel ajanlar içerir. Bu grubun dışındaki güneş kremleri cildi sadece UVB ışınlarından korur ve faydaları cilt yanıklarını önleme ile sınırlıdır.

Geniş spektrumlu güneş kremleri ise hem UVA hem de UVB ışınlarına karşı koruma sağlayarak cilt yanıkları ve cilt yaşlanması gibi kötü sonuçlara karşı koruma sağlar. Bu nedenle güneş kremi alırken etiketini okumaya ve geniş spektrumlu ürünleri tercih etmeye öncelik verilmelidir.


krem


“Güneş Kremleri Cildimde Tahrişe Neden Olur!”


Cildimize bakım ya da koruma amacıyla kullandığımız tüm kremler için “arkadaşıma çok iyi geldi ama nedense etkisini görmedim/cildimi kızarttı/cilt problemlerini arttırdı” gibi yorumlar duymuşuzdur ya da gibi. Genel olarak kullanılan tüm koruma veya bakım kremlerinde ciltte oluşan hassasiyetler ürünün kendisinden çok kullanıcı hatalarından kaynaklanabilmektedir. Kişiler cilt özelliklerini ve problemlerini iyi bilmeli ve buna uygun ürünleri seçmelidir.

Bir kişide çok iyi sonuç veren bir ürün, başka bir kişinin cildinde kullanılacak son ürün olabilir. Bilinmelidir ki, belirli cilt tipi sınıflandırmaları olsa da her insanın cildi benzersizdir ve diğerlerinden farklıdır. Güneş kremlerinde bulunan bazı etken maddeler de bazı ciltlerde hassasiyete neden olabilir. Bu kapsamda özellikle insanlar için benzofenon, avobenzon, oktinoksat, para-aminobenzoik asit, butil metoksidibenzoilmetan ve oksibenzon gibi içeriklere sahip ürünler yerine doğal mineraller olan ve UVA filtreleme özelliğine sahip titanyum dioksit ve çinko oksit bileşenleri tercih edilebilir. hassas cilt ile. Bu bileşenler ayrıca ürünün terleme nedeniyle göze kaçması sonucu yanma, batma gibi sorunları olan kişilere de çözüm olacaktır.
 
Güneş kremlerinin bizi güneşin zararlı etkilerinden korumada önemli olduğu inkar edilemez. Ancak yine de hiçbir güneş kreminin güneşten gelen ışınları %100 kesemeyeceğini bilmekte fayda var, bu bağlamda güneş altında geçirdiğimiz süreyi bilinçli bir şekilde ayarlamalı ve güneş kremlerinin yanı sıra koruyucu giysilerle ek önlemler almalıyız.