Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu - shmyo@gelisim.edu.tr

Laboratuvar Teknolojisi








 Alerji Tedavi Yöntemleri


İstanbul Gelişim Üniversitesi Laboratuvar Teknolojisi Programı Başkanı Öğr. Gör. Ecem Baykal "Hem çevresel hem de genetik faktörlerin etkisiyle her yaşta ortaya çıkabilen alerji hastalığına karşı yapılması gerekenler ve tedavi yöntemleri’’ hakkında bilgiler verdi.


Vücudu dış etkenlerin saldırısına karşı savunmakla görevli olan immun (bağışıklık) sistem, bazen bazı etkilere karşı aşırı bir duyarlılık gösterir ki alerji bu tür bir tepkidir. İmmun sistem kaynaklı ortaya çıkan alerji tepkisi bir tür hastalıktır. Bu hastalık; vücuda giren yabancı bir molekülün (antijen) antikor oluşumuna yol açıp onunla birleşmesi ile yani antijen-antikor reaksiyonu sonucunda ortaya çıkmaktadır.

Alerjik hastalıkların tedavisi için ilk yaklaşım hastanın duyarlı olduğu maddenin özel testler ile saptanmasıdır. Laboratuvar koşullarında yapılan kan testleri ile kandaki birçok alerjen molekülün varlığı saptanabilmektedir. Bu testler kan örneğindeki İmmunoglobülin E (IgE) antikoruna bakılarak yapılmaktadır. Alerjik durumlarda IgE antikoru genelde yüksek seviyelerdedir. Zaman kazandırması açısından deri testlerinden, hastaya zarar vermemesi yönünden ise alerji uyandırma testlerinden üstün kabul edilmektedir. Deri tepkime testlerinde ise hastanın derisine bir miktar alerjen verilmektedir. IgE antikorunun deriye yapışabilme özelliğinden kaynaklı deri alerjene karşı kızarıklık, şişlik, kaşıntı gibi tepkiler verir. Kan ve deri testlerinin doğru bir yanıt vermediği zamanlarda ise burunda alerji uyandırma testi uygulanmaktadır. Şüphe edilen alerjenden burun deliklerine püskürtülerek burun akıntısı, hapşırma ya da boğazda kaşıntı gibi tepkilerin olup olmadığı gözlemlenmektedir. Bazı durumlarda ise yapılan testler sonucunda alerjen saptanamaz. Bu tip durumlarda tedavi yerine alerjenin belirtilerini ortadan kaldırmaya yönelik uygulamalar yapılmaktadır.

Hastanın tepki gösterdiği alerjen saptandıktan sonra yapılacak yaklaşım alerjenin ortadan kaldırılması olmalıdır. Polen alerjisi olan hasta bireyler polen miktarının artış gösterdiği bahar aylarında pencere ve kapıları kapalı tutarak iç mekânlarda kalmayı tercih etmelidirler. Sonbahar aylarında dökülen yapraklar yağmur ile nemlendiğinde küf mantarı sporlarının ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Oluşan küf mantarı sporları rüzgârla kolay bir yayılım göstermektedir ve bu zamanlarda açık havada bulunmak küf mantarı alerjisi olan hastaları olumsuz etkilemektedir. Hasta toz ya da yün gibi maddelere karşı alerjik bir tepki gösteriyorsa temizlik kurallarına titizlikle uymalıdır. Bazı durumlarda ise alerjenin ortadan kaldırılması güçtür.

Alerjenin etkilerini ortadan kaldırmak için duyarlılığı giderme tedavisi uygulanabilmektedir. Bu tedavi; polen, ev tozu akarları, mantar ve hayvan türlerine karşı görülen alerjilerde uygulanabilir. Fakat; kimyasal maddelere karşı görülen alerjilerde uygulanması mümkün olmayan bir tedavi yöntemidir. Tedavi; alerjenin az miktarlarda başlayarak giderek artan dozlarda hastaya verilmesi esasına dayanır. Hastaya verilen ilk doz, kişide alerjik bir tepki yaratmaz, doz giderek artar ve immun sistem bu şekilde duyarsızlaştırılmaya çalışılır. Alerji türüne göre enjeksiyon aralıkları ve enjeksiyon miktarı değişkenlik göstermektedir. Bu tedavi yöntemi en az üç yıl sürmekte ve alerjik tepkilerin tam anlamıyla ortadan kaybolmasına değin yıllarca uygulanabilmektedir.

Alerjinin oluşumuna sebep olan moleküllerin serbest kalması antijen-antikor reaksiyonundan ileri gelmektedir. Serbest kalan bu moleküllerden en önemlisi histamindir. Alerjik durumlarda antihistaminik ilaç tedavisi uygulanmaktadır. Antihistamin, histaminin organizmada etkili olduğu yerlerde histamin ile yarışarak yerini almaya çalışmaktadır. Antihistaminik ilaç tedavisi, alerjik nezle ve konjuktivite karşı fayda sağlamaktadır. Polen, toz gibi alerjenlerle karşılaşmadan yaklaşık bir saat önce alınan antihistaminik ilaçlar belirtilerin hafiflemesine yardımcı olabilmektedir. Antihistaminik ilaç tedavileri alerjinin özüne dönük köklü bir tedavi yöntemi olmayıp, alerjinin etkilerini anlık olarak ortadan kaldırmaya yönelik bir tedavi sağlamaktadırlar.