Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu - shmyo@gelisim.edu.tr

Patoloji Laboratuvar Teknikleri








 Kanser Hücrelerinin Tedaviye Direnç Nedenleri


Kanser hücreleri çok hızlı çoğalma yeteneklerine sahiptir. Klasik kemoterapi ilaçları hızla bölünen kanser hücrelerini hedef alarak proliferasyonu durdurmayı hedefleyerek kullanılmaktadır.


 Genel olarak kanserin tedavisi cerrahi işlemleri, radyoterapiyle ile beraber uygulanabilen kemoterapi, kanserin türü, evresi, ilerleme hızı ve tedavinin amacı gibi önemli faktörlere bağlı çeşitli ilaçları içermektedir. Bazı kemoterapi ajanları direkt olarak tümörü hedefleyerek, bazıları da bağışıklık sistemini güçlendirir ve bu durumda dolaylı yoldan tümörü öldürmeyi amaçlar.

Ancak kanser hücresinin bir özelliği de bu duruma hızla direnç geliştirmeye başlamaktır. Bu durumun sebebi, kanser hücrelerinin genetik yapılarını değiştirebilme özellikleri ve stres ortamında kendilerini korumak için çeşitli mekanizmaları aktif edebilmeleridir. Kanser hücreleri genelde iki tür ilaç direnç özelliği göstermektedir. Birinci, tedavi öncesi birtakım faktörlerden ortaya çıkan ve genelde genetik ve epigenetik mekanizmalar olduğu düşünülmektedr. İkinci ise, edinsel ilaç dirençliliği ve tedavi aşamasında veya sonunda meydana gelmektedir. Bu durumların sebebi aslında kanser hücrelerinin genetik olarak stabil olmadıklarından kaynaklanıyor ve tedavi başlangıcında yanıt gösterdiği ilaca, gelişen mutasyonlar nedeniyle yanıt vermemektedir.

Kanser ilaç direncine neden olan mekanizmalar ilacın inaktif edilmesi, ilaç hedefini değiştirme, ilaç metabolizmasında değişime yol açmak, ilacın hücre dışına atılması, epitelyal mezenkimal geçiş, hücre ölümü (apoptozun) engellenmesi, DNA hasar tamiri, hypoksiyi indüklemek, tümörün mikroçevresini değiştirmek, ilacın hedef molekülünü değiştirmek ve son olarak epigenetik mekanizmalardır.
Epigenetik faktörler arasında, küçük kodlanmayan RNA’lar ve DNA metilasyon en önemli mekanizmalar olarak bilinmektedir. Günümüzde gerek kanser tanısı gerekse yeni hedef tedaviler ve tedavi direnç mekanizmaların araştırılmasına yönelik epigenetik teoriler öne sürülmektedir.

Başka önemli bir husus kanser tedavi direnç mekanizmalarında kanser kök hücrelerin varlığı ve tedaviye direnç göstermeleridir. Kök hücrelerin kendi kendini ve aynı zamanda diğer birçok hücreyi üretebilme yeteneği olan totipotent veya multipotent hücre tipleri oldukları bilinmektedir. Sitotoksik kemoterapi ileri evre kanserler ve özellikle metastatik kanserlerde, en sık kullanılanlan yöntemlerden sayılmaktadır. Fakat kök hücrelerin çoklu ilaç dirençleri kemoterapinin etkisini kısıtlıyor.

Kanser kök hücreleri (KKH), kendi kendini iyileştirme, farklılaşma ve farklı konumlarda tümörleşme gibi özelliklere sahip olan küçük bir tümör hücresi alt popülasyonu olarak tanımlanmaktadır. KKH’lerin sayısı, toplam kötü huylu hücrelerin düşük bir oranını oluşturmaktadır. Kanser kök hücrelerin sayısı hem kanser türlerine hemde kanser türlerindeki farklılaşma durumuna bağlı olarak değişim göstermektedir.

Herhangi bir tedavi yöntemi ile kanser hücreleri öldürüldükten sonra geride az sayıda dahi kanser kök hücre kaldıysa, bu hücreler sonunda tümörün yeniden ortaya çıkmasına sebebiyet vermektedir. Kanserin tekrarlamasındaki rolü göz önüne alındığında, bu durumun önüne geçmek için KKH’leri hedefleyecek tedaviler uygulanmasının aslında oldukça önemli olduğu bilinmektedir. Bu nedenle günümüzde birçok araştırma kanser kök hücrelerini ilaçlara hassaslaştırılması amacıyla yapılmaktadır.
                                                                         

     Öğr. Gör. Masoumeh Hassani