Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu - shmyo@gelisim.edu.tr

Çocuk Gelişimi








 Bebeklik Döneminde Bağlanma


Bağlanma, yaşamın ilk yıllarında bebek ile birincil bakım veren kişi arasında oluşan bağı ifade etmektedir. Birincil bakım veren kişi genellikle anne olmakla birlikte son yıllarda yapılan araştırmalar, bağlanma üzerinde babanın da etkililiğini kanıtlar niteliktedir.


İlk olarak John Bowlby ve Mary Ainsworth tarafından üzerinde durulan bağlanmanın, başlarda anne ile bebek arasındaki ilişkinin yalnızca fizyolojik ihtiyaçların karşılanması ile oluştuğu düşünülmüştür.  Ancak sonrasında yapılan çalışmalar bebeğin sevilmek, kucaklanmak, dokunulmak gibi ihtiyaçlarının karşılanmasının da bağlanma üzerinde etkili olduğunu ortaya koymuştur. Bu konu ile ilgili yapılan en bilindik deney Harlow’un Maymun Deneyi’dir. Deney oldukça eleştiri almış olmasına rağmen bağlanmada bebeğin sevilme ihtiyacını vurgulaması nedeniyle oldukça önem teşkil etmektedir. Literatürde dört tip bağlanma türünden bahsedilir. Bu dört bağlanma türünde ayırt edici nokta, çocuğun bağlandığı kişiden ayrıldıktan sonra bu kişi tekrar ortama döndüğünde verdiği tepkidir. Bu noktada da Ainsworth’ün Yabancı Ortam Deneyi alandaki önemli çalışmalardan biridir. Yapılan çalışmalar doğrultusunda güvenli ve güvensiz olmak üzere iki tip bağlanma türünden bahsedilmiş ancak güvensiz bağlanmanın da kendi içinde farklılaştığı görülmüştür. Bu nedenle güvenli, kaygılı, kaçıngan ve karışık bağlanma olmak üzere dört tip bağlanma türünde karar kılınmıştır.

Güvenli bağlanmada bebek, bağlandığı kişi ortamdan ayrıldığında huzursuzlaşır, ağlar ancak bağlanma figürü ortama geri döndüğünde sakinleşir, neşelenir ve oynamaya ya da çevreyi keşfetmeye devam eder. Burada birincil bakım veren kişi çocuğun tüm ihtiyaçlarını yerinde ve zamanında karşıladığından bahsedilir. Güvenli bağlanan bebekler ileriki yaşantılarında güven temelli romantik ilişkiler kuran, sosyal ilişkileri güçlü, duygularını ifade etmekte güçlük çekmeyen ve özgüvenli bireyler haline gelirler.

Kaygılı bağlanmada bebek, bağlandığı kişi ortamdan ayrıldığında yine huzursuzlaşır, ağlar ve bağlanma figürü ortama döndüğünde dahi sakinleşmekte çok güçlük yaşar, olumsuz duyguları devam eder. Burada birincil bakım veren kişinin çocuğun ihtiyaçlarını tutarsız bir şekilde karşıladığından bahsedilir. Kaygılı bağlanan bebekler ileriki yaşantılarında romantik ilişkilerinde fazla bağımlı olan, başkalarının kendisi ile ilgili duyguları için sürekli kaygılanan, başkalarına yaklaşmakta çekimser bireyler haline gelirler.

Kaçıngan bağlanmada bebek, bağlandığı kişiyi yok sayma eğilimindedir. Bu durum özellikle bu kişi ortama tekrar döndüğünde gerçekleşir. Özetle bebek, reddedilmek yerine yakın ilişki kurmaktan kaçınır. Burada birincil bakım veren kişinin bebeği istismar veya ihmal ettiği, ihtiyaçlarını yok saydığından bahsedilir. Kaçıngan bağlanan bebekler ileriki yaşantılarında yakın ilişki kurmak konusunda oldukça yetersiz, ilişkilerinde duygusal yatırım yapmaktan kaçınan, yakın çevresini desteklemekte, duygu ve düşüncelerini ifade etmekte yetersiz bireyler haline gelirler.

Karışık bağlanmada bebek, karışık sinyaller verir, hem kaçınır hem direnç gösterirler. Burada birincil bakım veren kişinin hem huzur hem de korku duygularını karışık olarak ilettiğinden bahsedilir.

 Öğr. Gör. Merve Mercan
Çocuk Gelişimi Program Başkanı